Değerli basın mensupları, çok kıymetli kamu çalışanları,
TÜİK tarafından Aralık ayı enflasyonu açıklandı ve kamu çalışanlarının 2025 yılı ilk altı aylık dönemi için maaşlarında yapılacak artış oranı kesinleşti. TÜİK aralık ayı enflasyonunu yüzde ….. olarak açıklanmış olup, 6 aylık enflasyon yüzde …..olmuştur. Bu durumda kamu çalışanları toplu sözleşmede bizim asla kabul etmediğimiz ama yetkili-etkisizlerin altına imza attığı yüzde 6 zammın üzerine yüzde ….. enflasyon düzeltmesi alacak ve toplamda maaşlarında yüzde …..artış olacaktır.
Kamuoyunda maalesef memurların maaşına yüzde 13, yüzde 15 zam yapıldı gibi ifadelere yer verilmektedir. Bu ifadeler doğru değildir ve teknik olarak da kamu çalışanları zam almamıştır… Üstelik kamu çalışanları sadece bu dönemde değil, bundan önceki 6 toplu sözleşme döneminde de zam almamıştır.
Zamdan söz edebilmek için mevcut durumun çoğalması, şartların iyileşmesi, alım gücünün artmış olması gerekmektedir. Oysa kamu çalışanlarının maaşlarında sayısal olarak artış olsa da, alım gücünde artış olmamış, tam tersi her geçen gün kamu çalışanlarının alım gücü düşmüş, çalışma şartları iyileşmemiş, her geçen gün bir önceki günü arar olmuşlardır. Bundan 15 yıl önce kamu çalışanları birikim yapabiliyordu, ev-araba alabiliyordu… Bugün ise bırakın birikim yapıp ev araba almayı, bekar memurlar evlenemiyor, evliler geçinemiyor, emekliliği hak edenler emekli olamıyor, emekli olanlar ise insanca yaşayamıyor…
Bu bir zam değil, bu olsa olsa enflasyon düzeltmesidir! 7 dönem imzalanan toplu sözleşmede, nerdeyse hiçbirinde gerçekleşen enflasyon üzerinde bir anlaşmaya imza atılamamış, enflasyon altında kalan maaş zammı sonrası aradaki fark 6 ay gecikmeli olarak maaşlara yansıtılmıştır. İşte bu yüzden biz buna zam değil enflasyon düzeltmesi diyoruz. Kamuoyunda da bunun böyle bilinmesini ve telaffuz edilmesini arzu ediyoruz.
Kamuoyunda yerleşen ve bizlerin asla kabul etmediği bir başka tabirde ‘’açlık sınırı ve yoksulluk sınırıdır.’’ Biz hangi çağda nerede yaşıyoruz ki memurlar, emekçiler, üreten insanlar açlık ve yoksullukla sınanıyoruz? Memurlar devleti temsil eden, devletin büyüklüğünün ve gücünün ete kemiğe bürünmüş halidir. Bizler memurlarımızı açlık sınırında, yoksulluk sınırının altında çalıştırarak mı büyüklüğümüzü göstereceğiz? Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek amacı taşıyan açlık ve yoksulluk sınırı gibi kavramların artık kamuoyunun gündeminden çıkmasını, bunun yerini İNSANİ YAŞAM ENDEKSİ’nin almasını istiyoruz. Nedir insani yaşam endeksi diyecek olursanız; 4 kişilik bir ailenin günümüz şartlarında beslenme, barınma, sağlık, eğitim, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını İnsan Onuruna Yaraşır Bir şekilde karşılayabilmesi için ihtiyaç duyulan asgari gelirdir. Artık kamu çalışanlarının gelirleri, ücretleri, zamları konuşulurken İNSANİ YAŞAM ENDEKSİ üzerinden konuşulmalıdır. Ancak bugün açıklanan enflasyon oranları ile bir kez daha gördük ki kamu çalışanları açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasına sıkıştırılmıştır. Bu durumu asla kabul etmiyoruz ve kamu çalışanlarının insani yaşam endeksi doğrultusunda bir ücret alması için yetkilileri harekete geçmeye davet ediyoruz…
Yeniden değerleme oranının yüzde 43,93 olduğu, asgari ücretin- bizce de yeterli olmasa da- yüzde 30 artırıldığı bir durumda kamu çalışanlarının maaşlarında yapılacak yüzde ….’lık bir artışı asla ama asla kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarına, yapılacak bir yasal düzenleme ile en az yüzde 30 refah payı verilmek suretiyle toplamda yeniden değerleme oranı kadar bir artış yapılması gerekmektedir. Hatta biz diyoruz ki, öyle iki yılda bir toplanıp kamu çalışanlarına ne kadar zam verelim diye günlerce tartışmaya gerek yok! Bir yasal düzenleme yapalım, kamu çalışanları her yıl yeniden değerleme oranı kadar zam alsın… Böylece kaşıkla verip kepçeyle alma dönemi son bulacaktır…
Kamu çalışanlarının tek sorunu elbette aldıkları ücretler değil. Maalesef kamu çalışanlarının özlük hakları ve sosyal hakları ile ilgili de çözülmesi gereken birçok konu vardır.
Öncelikle Kamu personeli mali yönetim sisteminin yeniden düzenlenerek, asgari geçim standardını sağlayacak şekilde “insani yaşam endeksi” belirlenmelidir. İnsani yaşam endeksi ve ülkenin büyüme oranları baz alınarak en düşük memur maaşı belirlenmeli ve bu tutar insan onuruna yaraşır bir hayat sürmemizi sağlayacak düzeyde olmalıdır. Benzer şekilde Emekli maaşı ve ikramiyesi insani yaşam endeksi dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli ve tespit edilmelidir…
Bilindiği üzere 2023 yılı Temmuz ayında kamu çalışanlarının maaşlarına 8077 TL ilave ödeme yapılmış, ancak bu ödeme memur emeklilerine verilmediği gibi kök maaşa da eklenmediği için mevcut kamu çalışanlarının emekliliklerine de yansımamaktadır. Yapılacak yasal düzenleme ile bu sorunun çözülmesini, ilave ödemenin kök maaşa eklenmesini ve emeklilerinde bu ilave ödemeden yararlandırılmasını talep ediyoruz…
Çalışma hayatında ikramiye almayan tek kesim maalesef kamu çalışanlarıdır. Biz Kamu Birliği Konfederasyonu olarak tüm kamu çalışanlarına Ramazan ve Kurban Bayram’ında birer maaş ikramiye verilmesini talep ediyoruz…
Bugün kamu çalışanları aldıkları ücretlerle artık geçinemez durumdalar. Ancak özellikle büyükşehirlerde yaşayan memurlar ev kiralarındaki artış ve hayat pahalılığı karşısında çok daha zor durumdalar. Kamu Birliği Konfederasyonu olarak büyükşehirlerde görev yapan tüm kamu çalışanlarına kalkınmada öncelikli bölge tazminatından az olmamak üzere “Büyükşehir Tazminatı” ödenmesini talep ediyoruz…
Kamu çalışanlarına verilengiyecek, yiyecek, aile, çocuk, doğum, ölüm, evlilik vb. sosyal yardımların insani yaşam endeksi dikkate alınarak yeniden belirlenmesini talep ediyoruz.
Kamu çalışanlarının önemli sorunlarında biride fazla mesai ücretleridir. Günümüzde memurun fazla mesaisinin saat ücreti 12 lira 80 kuruştur. Evet yanlış duymadınız, saati 12 lira 80 kuruş… 8 saat fazla mesai yapan bir kamu çalışanı vergiler düştükten sonra 80 TL ücret almaktadır. Düşünebiliyor musunuz, bir gün çalışıp karşılığında 80 TL ücret… Bunun izah edilebilir ve kabul edilebilir bir yanı yoktur! Kamu Birliği Konfederasyonu olarak memurların fazla çalışma saat ücretinin maaşlarının 160’a bölünmesi suretiyle çıkacak tutar üzerinden ödenmesini talep ediyoruz…
Kamu Birliği Konfederasyonu olarak, daha önce sözü verilen birinci dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek göstergenin verilmesini talep ediyoruz…
“Yardımcı Hizmetler Sınıfının” kaldırılmasını, mevcut personelin eğitim ve kadrolarına uygun diğer hizmet sınıflarına atanmasını talep ediyoruz…
Sözleşmeli personelin kadroya geçme süresinin 3+1’den 1+1’e indirilmesini ve becayiş hakkı verilmesini talep ediyoruz…
Kamuya alımlar ile görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında mülakatların kaldırılmasını talep ediyoruz…
Mobbing Kanunu çıkarılmasını, tüm kurumlarda “Mobbingle Mücadele Birimi” kurulmasını ve etkin mücadele edilmesinin sağlanmasını talep ediyoruz…
Banka maaş promosyon sözleşmelerinin Cumhurbaşkanlığı veya görevlendireceği Bakanlık tarafından tek elden yapılmasını ve adaletin sağlanmasını talep ediyoruz…
Şef, Müdür Yardımcısı ve Müdür kadrolarında görev yapan orta düzey yönetici personele “görev ve makam tazminatı” verilmesini talep ediyoruz…
Kamu mühendislerinin ve Teknik Hizmetler Sınıfı personelin mali haklarının yeniden düzenlenmesini, teknik sorumluluk tazminatı verilmesini talep ediyoruz…
Eğitime hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına verilmesini talep ediyoruz…
Kamu çalışanlarının uğradığı şiddetin önüne geçilmesi için kurumların girişine x-ray cihazları konulmasını ve Kamu Çalışanlarına karşı şiddetin cezalarının artırılmasını talep ediyoruz…
Sendika üyelik ve istifa işlemlerinin e-devlet sistemi üzerinden yapılmasını talep ediyoruz…
Çok kıymetli kamu çalışanları;
Biz Türkiye’nin siyasetten arı, tam bağımsız en genç memur konfederasyonu olarak bu sorunların hepsini çözmeye kararlıyız. Bunun için sizlerin vekaletini istiyoruz. Bu güne kadar yetkiyi verdikleriniz sizleri açlığa ve yoksulluğa mahkum etmişlerdir. Kamu çalışanlarının kurtuluşu tam bağımsız sendikaların yetkili olmasındadır. Tüm kamu çalışanlarını Kamu Birliği Konfederasyonu çatısı altında birleşmeye davet ediyorum.
Kamuoyuna saygıyla ilan olunur.
GENEL
05 Ocak 2025GÜNCEL
05 Ocak 2025GENEL
05 Ocak 2025GENEL
05 Ocak 2025GENEL
05 Ocak 2025GÜNCEL
05 Ocak 2025GENEL
05 Ocak 2025BAŞKAN SEÇER VE MERAL SEÇER, 3 OCAK MERSİN’İN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞU’NUN 103. YIL DÖNÜMÜNDE ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERLE BULUŞTU SEÇER: “3 OCAK, HÜRRİYETİMİZİN KAZANILDIĞI GÜN” “MERSİN, CUMHURİYET’İN HEP PARLAYAN YÜZÜ VE YILDIZ KENTİ OLMUŞTUR”
MESKİ, ASFALT KAPLAMA ÇALIŞMALARINA ARA VERMEDEN DEVAM EDİYOR MESKİ, 1 YILDA YAKLAŞIK 140 BİN TON SICAK ASFALT ÇALIŞMASI GERÇEKLEŞTİRDİ
BÜYÜKŞEHİR İLE ÖĞRENCİLER İÇİN ‘BARINMA’ SORUN OLMAKTAN ÇIKIYOR BÜYÜKŞEHİR’DEN ÖĞRENCİLERE EV KONFORUNDA YURT HİZMETİ ÖĞRENCİLER BÜYÜKŞEHİR’İN AİLE SICAKLIĞINDAKİ YURTLARINDAN MEMNUN
-BAŞKAN TUNCER, TÜRKİYE’NİN EN BAŞARILI BÜYÜKŞEHİR İLÇE BELEDİYE BAŞKANI SEÇİLDİ! -BAŞKAN TUNCER’DEN BÜYÜK BİR BAŞARI ÖRNEĞİ DAHA
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.