DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34269842,57%
Mersin
14°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

ÖZGÜRLÜKÇÜ ÇAĞDAŞ AVUKATLAR BARO BAŞKAN ADAYI AV. SEBAHAT GENÇTARİH , AÇIKLAMASI;

ÖZGÜRLÜKÇÜ ÇAĞDAŞ AVUKATLAR BARO BAŞKAN ADAYI AV. SEBAHAT GENÇTARİH , AÇIKLAMASI;

ABONE OL
Eylül 17, 2024 12:53
ÖZGÜRLÜKÇÜ ÇAĞDAŞ AVUKATLAR BARO BAŞKAN ADAYI AV. SEBAHAT GENÇTARİH , AÇIKLAMASI;
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Özgür ve Demokratik Bir Baro için ÖZGÜRLÜKÇÜ ÇAĞDAŞ AVUKATLAR

Sevgili meslektaşlarım, değerli misafirler ve emektar basın;

Konuşmama başlamadan önce bu kürsüde isimlerini onurla zikredeceğim Şevket Epözdemir’i, Fuat Erdoğan’ı, 4 Ayaklı Minare önünde barış çağrısı yaparken katledilen Tahir Elçi’yi, adil yargılanma talepli girdiği ölüm orucunda yaşamını yitiren Ebru Timtik’i, mesleğini icra ederken öldürülen onlarca meslektaşımızı, saygı ve özlem ile anıyor; başta Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay olmak üzere tutsak meslektaşlarımızı ve sizleri Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar adına sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Bir kadın avukat olarak 100 yıllık bir geçmişe sahip Mersin Barosu gibi bir kuruma kadın baro başkan adayı olmanın heyecanını ve onurunu taşıyorum. Adaletin en temel ihtiyaç olduğu günümüz Türkiyesi’nde, Mersin Barosu’nda isterdim ki, 100 yıl içerisinde feyz alacağım, benden önce baro başkanlığı görevini ifa etmiş bir kadın meslektaşımız olsun. Ama ne yazık ki değil bir kadın baro başkanı, baro tarihimizde kadın başkan adayı bile neredeyse yok. Başkan adaylığımın ve elbette başkanlığımın benden sonrası için işçi, kadın ve genç meslektaşlarıma ilham vermesini umut ediyorum.

Bilindiği üzere bu seçim dönemine Çağdaş Hukukçular Derneği, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve Adalet İçin Hukukçular üyesi ve bize gönül veren meslektaşlarımız ile giriyoruz. ÖÇAV olarak diğer şehirlerde ki barolarda da seçime girilmiş ülke ve kent siyasetinde, siyasal ve toplumsal olaylarda açık ve net tutum alınıp, mesleğin, baronun, yargının ve toplumun sorunlarıve çözüm yöntemleri konusunda ciddi olumlu sonuçlar alınmıştır.

Hukuk sisteminin işlevi, giderek karmaşıklaşan toplumsal ilişkilerden doğan sorunları çözmek ve bunu adalet temelinde yeniden düzenlemek iken devletin buradaki işlevi, hukuk sistemi önündeki engelleri kaldırmak, işleri kolaylaştırmak ve genel olarak adaletin sağlanmasında bir hakem görevi görmektir. İdeal olan budur.Fakat Türkiye gerçekliğine baktığımızda, hukuksuzluğun temelinde toplumu ve insanı öncelemeyen yasaların olduğunu görürüz. Yani hukuk sistemi burada, yanlış zemin üzerine inşaedilmiş bir toplumsal sistemin ürettiği sorunları çözmeye çalışmaktadır.

Merkezinde insan olmayan, farklılıklara eşit yaklaşmayan bir anlayışın ürünü olan yaklaşımın kendisi öncelikli bir hukuk sorunudur. Ayrımcılık dediğimiz hukuki sorun tam da burada devreye girer ve her birimiz farkında olmadan ayrımcılık suçunun ortağı oluruz. Dolayısıyla Türkiye’de yürüttüğümüz hukuk mücadelemizi evrensel hukuk tanımıyla ifade etmek oldukça yetersiz kalacaktır. Çünkü “adalet” ve “tarafsızlık” iç içe geçmiş kavramlarken, biz birçok konuda devletin bir taraf olduğunu görürüz. Heyhat, devletin toplum tasavvuru ayrıştırmaya dayalıdır. Devletin, bireylerin siyasi düşüncesi, dili, kültürü ve yaşam biçimine dair mutlak yargıları vardır. ‎

 

Devlet ve devlet algısı ile hareket edenler hukuk mekanizmasını ve avukatları, sistemin pürüzlerini gideren, ayıplarını kapatan bir konumda görmek isterler. Bu sebeple ses çıkaran, yanlışa “yanlış” diyenavukatlar sürekli baskı altında tutulmak istenir. Biz bunu hiçbir zaman kabul etmedik, kabul etmeyeceğiz. Devletin ve sistemin açıklarına yama yapan değil, bunu teşhir eden, doğru yönde değişime zorlayan bir anlayışla hareket edeceğiz. Bu taraflı anlayış ve antidemokratik yaklaşım, birey ve toplum lehine sonuçlanıncaya kadar mücadelemizde ısrarcı olacağız.

 

Bizler

1- Hâkimin,savcının, herhangi bir rütbelinin önünde cübbe iliklemeyen, hiçbir otoriteye boyun eğmeyen, cesur, kararlı, tutarlı, mücadele etmekten hiç vazgeçmeyen avukatlarız.

2- Baronun bir avukat için en büyük örgütlü güç olduğunu bilen, buna göre davranan, her türlü hak mücadelesini tüm meslektaşlarımızla birlikte baronun örgütlü gücüne dayanarak veren insanlarız.

3- Bütün gün adliyelerde, icra dairelerinde, karakollarda, cezaevlerinde, duruşma salonlarında meslektaşlarımızla her zaman iç içe, yan yana, omuz omuza olanlarız.

4- Mesleğimizi icra ederken kimsenin kimliğine, diline, dinine, cinsel yönelimine bakmayız; haksızlığa uğrayan herkes için adalet talep ederiz.

5- Hem meslektaşların gündelik sorunlarıyla birebir ilgilenir hem de yargının üç kurucu unsuru olan savunmayı temsil etmenin bilinci ile hareket eder ve buna göre politika üretiriz.

6- Kadının, çocuğun, tüm ötekileştirilenlerin, doğanın ve bilcümle canlının yaşam hakkını savunuruz.

 

7- Savaşa karşı barışı savunur, ülkede ve dünyada kalıcı bir barış için çaba sarf ederiz.

 

8- Biz baro siyasetine hiçbir meslektaşımıza da duyarsız kalmamak, ayırım yapmaksızın her birinin derdini derdimiz bilip çözüm üretmek gözüyle bakarız.

 

 

Bir barodan ne bekliyoruz, ne bekleyebiliriz? Öncelikle bu sorunun cevabını verebilmeliyiz. İşe baronun fonksiyonunu doğru vurgulayarak başlamak gerektiği kanaatindeyim. Unutmamalıyız ki, barolar, devletin devamı, aygıtı ya da bir kurumu değildir.Biz avukatlar da yöneten, devlet eli ile iş gören değil, yönetilen yurttaşların temsilcisiyiz. Bu çözümlemeyi yaptığımızda işte o zaman tarafımızı netleştirmiş olacağız.

İçinde bulunduğumuz yüzyılda, avukatlık mesleğinde, ekonomik yoklular nedeni ile meslektaşlarımızın gittikçe artan bir tarzda işçileştiğini; işçi avukatların ise yasal çalışma süresinin üzerinde, asgari ücretin altında ücretler ile çalıştırıldığını görmekteyiz. Bunu düzeltmek için, işçi avukatlar ile bir araya gelinip çözüm üretilmesi gerektiğinin farkındayız.

Biz kadın avukatlar, hemen her gün tüm kadınlar gibi kadına yönelik şiddetle burun buruna yaşamaktayız. Ne acıdır ki bu duruma tam da mesleğimizi icra ettiğimiz adliyelerde, bürolarımızda maruz kalabilmekteyiz.

Yürürlükteki Avukatlık Yasası kadının karşı karşıya kaldığı erkek şiddetine karşı 3 maymunu oynamakta ve kadın avukatların yaşadığı şiddeti ve ayrımcılığa dair düzenlemeler içermemektedir. Seçildiğimiz takdirde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığı sadece hak alanında değil toplumsal boyutta da önlemek için çalışmalar yapacağız. Bunun için staj eğitim merkezimizde ‘toplumsal cinsiyet’ derslerinin içeriğinin zenginleştirilmesi ve daha iyi programlanması için girişimde bulunacağız.

Sonuç olarak özgürlükçü hukuk yolunda, mesleğimizin bağımsızlığı, dokunulmazlığı ve özgürlüğünü cesur, kararlı ve tutarlı bir şekilde savunarak, her türlü ayrımcılığa karşı çıkarak, dillerin ve halkların hak eşitliğini savunarak, azınlık haklarını savunarak, emekçilerin, kadınların, ezilen tüm kesimlerin hukuk dili olarak, evrensel insan hakları hukuku normlarını asgari temel kabul ederek, gerçek güvenliğin en geniş eşit ve kalıcı özgürlükle sağlanabileceğiyaklaşımıyla, en az devlet en çok toplum ve insan anlayışıyla, yeni açılımlarla mücadele edecek, özgürlükçü bir baro için Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar olarak tüm üye ve gönül verenlerimiz ile birlikte Mersin Barosunu yönetmeye adayız.

Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar olarak baskıcı, ayrımcı ve milliyetçi hukuk anlayışlarının tamamen karşısındayız.Biliyoruz ki; Devletin toplum üzerindeki etkinliği ile adaletin işleyişi ters orantılıdır. Siyaset bilimci Cantzen’ın “Daha az devlet, daha çok toplum” tanımından yola çıkarsak, biz de diyebiliriz ki: Ne kadar az devlet, o kadar çok bağımsız yargı, o kadar gerçek adalet. Ne kadar çok adalet, o kadar çok toplum, o kadar çok birey ve o kadar çok insan hakları.

Sözlerimi bitirirken belirtmek isterim ki oylarınıza talibiz! değişimden, kadından yana olan, vicdanlı, cesur, kararlı ve tutarlı bir baro yönetiminden daha iyi bir seçim var mıdır? Gelin bu defa bir kadın adaya güvenin. Bırakın bugüne kadar sizi sandığa götüren “arkadaşım, partilim, daha sağcı, daha solcu, daha ulusalcı” gibi sebeplerinizi. Bana oy verirseniz “dengeler bozulur” diye de düşünmeyin mümkünse. Baro seçimi yalnızca bir baro başkanı ya da yönetimi seçmek için değil; günden güne kısılan sesimizi yeniden yükseltebilmemiz için, haksızlığa, hukuksuzluğa itiraz etmek için, mesleki sorunlarımıza beraber çözüm üretmek için önemli. Bizler Kazanalım ya da kaybedelim, mesleğimize, meslektaşlarımıza karşı ağır sorumluluk bu ve bu sorumluluğu taşımaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki zor zamanların yoldaşlığı çok kıymetli. Ama istiyorum ki bu sefer bir de sayalım ve saydıralım; hem oyumuzu hem mesleğimizi!

HERKES İÇİN ADALET, ADALET İÇİN ÖZGÜR SAVUNMA!

ÖZGÜRLÜKÇÜ ÇAĞDAŞ AVUKATLAR

BARO BAŞKAN ADAYI AV. SEBAHAT GENÇTARİH

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.